T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BARTIN / MERKEZ - Atatürk İlkokulu

Okulun İlk Günü

Okulun İlk Günü

Okullar açılır, minicik bedenler özene bezene giydirilir. İlk güne özel şahane kahvaltılar hazırlanır. Kahvaltı sofrasında günün anlam ve önemine ithafen ufak çaplı nutuklar atılmaya başlanır.

Kameralar ve Sosyal Medya

Ailenin biriciği minik bedenimiz okuldaki ilk gününe bir akraba ordusu ve kameralar eşliğinde okul bahçesine girerek başlangıç yapar. Tabi ki diğer minik bedenlerimiz, onların kameramanları ve sevenleri de... Olmasın mı bu kadar seremoni? Olacak elbette. 1. sınıfa başlıyor o çocuk. Hayatında yepyeni bir dönem, çok önemli bir devir başlıyor. Bir kere okumayı öğrenecek ki o başlı başına bir devrin başlangıcı. Artık kendinizi kurtarmak için uydurduğunuz masumane bir takım uyarı levhaları yutulamayacak çocuk tarafından mesela. Veya oyuncağı tam alacakken arkasında yazan şu 10 yaşından küçükler oynayamaz yazısı. Tamamen masumane. Okumayı öğrenme de bu mantıkta gidilirse sizin masumiyetinizin bir sonu olacaktır.

Gelelim asıl meselemize. Minikler sıralara oturup, koca koca gözlerle öğretmene bakarlarken bazı minikler veryansın eder feryadı. Bazısı oturmaz bile ve içeri girmeyi reddeden de olur tabi ki. İşte öğrenci velisi olma durumu o anda başlar. Hayallerde bu yoktu ve nereden de çıktı şimdi? Herkesin çocuğu oturdu ne güzel seninki oturmadı üstüne ağladı bir de feryat figan. Hatta sınıftan kaçtı girmek istemedi. Gördün mü sayın veli? Ne yapacağız şimdi? Neden böyle yaptı şimdi bu çocuk? Okul fobisi mi var acaba? Olmasın değil mi bu?  

Hemen Başla

Her Çocuk Farklıdır

Her şeyden önce bütün çocuklar birbirinden farklıdır ve bu farklılıklar bizi özgün kılar. Bu çok klişe gelebilir şu anda size fakat özellikle çocuklarla ilgili bir problem yaşadığımızda bunu aklımıza getirmekte fayda var. Diğerleri hemen alıştı sen neden alışmadın? Diğerleri hemencecik yaptı sen neden yapamadın? Diğerleri bitirdi sen neden bitirmedin? ler var ya işte bu zamanlarda büyük bir nokta koymamıza yarayabilir bu cümle.

Nasıl biz bu yetişkin halimizle yeni bir ortama girdiğimizde farklı farklı reaksiyonlar veriyorsak ( mesela ben çok konuşamam hep dinlemek zorunda kalırım ortamdaki en konuşkanı) ki bu yaşımıza kadar kaç sosyal ortama girmişizdir. O minicik beden ne yapsın? Kaçıncı sosyal ortamı bu? 

Okulu İyi Anlatmalısınız

Burada önemli olan çocuğa okulu iyi anlatabilmek. Okula başlama anına kadar çocuğu okul fikrine alıştırabilmek. Okul ile ilgili kavramlarla ilgili bilgilendirmek, okul alışverişini birlikte yapmak alıştırma sürecine sağlıklı bir başlangıç olabilir. Evden ayrılmak evet elbette miniğimiz için zor olacaktır fakat tatil boyunca okulla ilgili konuşmak ve bunu doğal bir süreç olarak aktarabilmek, okula duygusal olarak hazırlamak gereklidir. Ve tabi en önemlisi okulun ilk gününden itibaren öğretmenle doğru iletişimi kurabilmek ve iş birliği yapmak.

Miniğinizin direnişi belki 1 gün belki 1 hafta belki 1 ay sürecektir bunu bilemeyiz fakat bu süreçte eğitimcilerinizin yönlendirmeleriyle yapılan doğru müdahalelerle, kararlı da olursanız çocuğun çok daha farklı bir problemi olmadığı sürece bu sorun aşılacaktır. Ve hatta bu süreç çocuğunuzla aranızdaki iletişiminizi, tutumlarınızı belki gözden geçirmenize neden olacaktır. Belki de bir bakacaksınız çocuğunuzda problem olarak gördüğünüz bu problem biraz da sizin tutumlarınızdan ve alışkanlıklarınızdan kaynaklanmakta. Belki de ilk gün yaşadığınızı sandığınız eziyet bir şenliğe dönüşecektir.

Sorunlar Karşısında Panik Olmayın

Bu nedenle çocuğunuz ilk gün ağlarsa ve sınıfa girmek istemezse lütfen panik olmayınız ve hemen öğretmeninizden yardım isteyiniz. Bunun geçici bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmadan öğretmen veya okul psikolojik danışmanının desteğiyle gerekli müdahaleleri yapınız. Hemen pes etmeyiniz önünüzde okuma-yazma çalışmalarına destek vereceğiniz uzun bir dönem var.           

04-01-2021

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.01.2021 - Güncelleme: 11.09.2023 14:30 - Görüntülenme: 1513
  Beğen | 42  kişi beğendi